Dünya genelinde yaklaşık 285 milyon insanın görme engelli olduğu varsayılıyor. Bu sayının 39 milyonu “kör”, 246 milyonu ise “az gören” olarak tanımlanıyor. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘2023 Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni’nde yer alan verilere göre Türkiye’de görmede zorluk yaşayanların sayısı 1 milyon 39 bin olarak belirtiliyor. Bu topluluk içinde az görenler için erken tanı ve rehabilitasyon ile görmeye yönelik ciddi aşama kaydedilebiliyor. Az gören sınıfındakiler; göz kaslarını geliştirmeye yönelik ilk adım olan ışık terapisi sonrası gelişen görme yetisi ve algıyla birlikte süren eğitimlerle geometrik ve büyük ebatlı şekilleri görüp tanımaya başlayabiliyor, ilerleyen süreçte daha küçük şekilleri tanımlayabiliyor. Sonraki aşamada ise dünya haritasına bakıp ülkeleri tanıyabiliyor, hareket halindeki cismi takip edebiliyor, renklere bakarak vurmalı enstrüman çalabiliyor.
BÜTÜNSEL EĞİTİMLE MÜMKÜN
Çocuk gelişimci olarak okullarda çalışan ve emekli olduktan sonra görme engelli çocuklara yönelik bir rehabilitasyon merkezi açan Engelsiz Yaşama Derneği Başkanı Gönül Turgut şunları söylüyor:
“Görme engelli bireyin tek başına bağımsız bir şekilde akademik hayatını devam ettirebilmesi çok özel bir durum. Kör tanısı alan bireylerin yüzde 80’i ‘az gören’. Bu kişiler için görmeye yönelik terapilerle sonuç almak mümkün. Yani işlevsel görme eğitimi alan çocuk aslında ‘görmeyi öğreniyor’. Çok iddialı görünse de aslında öyle değil. Gözü bir kas bütünü olarak düşündüğümüzde o kası çalıştırırsanız daha işlevsel hale geliyor. Eğer çalıştırmazsanız zaman içinde fonksiyonunu tamamen kaybediyor. Burada sadece göze egzersiz yaptırmanın dışında bütünsel bir eğitim söz konusu. Beyne gönderdiğiniz uyaranlarla sonuç almaya başlıyorsunuz. Farklı görme seviyelerinde ışık terapisiyle başlamak yerine nesnelerle yaptığımız çalışmalarla da ilerleyebiliyoruz. Görsel algı üzerine çalışmalarla nesneleri tek tek tanıtıyoruz.
YÜZDE 10’UN IŞIK ALGISININ PEŞİNDEN
Biz yüzde 1 ila 10 arasında gören çocuklarla çalışıyoruz. Bu yüzde 10’a kadar olan ışık algısının peşinden giderken dokunmayı, kokuyu, sesi de kullanıyoruz yani diğer duyularla besliyoruz. Öncelikle çocuk ve görme kaybı ile ilgili bir değerlendirme yapıyoruz. Görme biçimi, görme durumunu belirliyoruz. Ne kadar mesafeden ne kadar güçlü görüyor, tespit ediyoruz. Bireysel eğitim programı üzerinden gözü geliştirmek için eğitimlere başlıyoruz. 1 yaş ve öncesi başlamak en faydalı zamanlar. Her vakada olduğu gibi ne kadar erken o kadar iyi ama geç kalınmış dediğimiz bir yaş yok. Yetişkinlerin çok bilinçli olması gelişimi hızlandırabiliyor. Görme kaybının tedavisine yönelik ameliyatlar sonrası da uygulanması gereken bir yöntem olarak düşünebilirsiniz. Bulanık gördüğünüzde ve cismi tanımadığınızda anlamlandırmak çok zor. Eğitimi vermek gerekiyor ki kişi onu günlük olarak tanımlayabilsin.
GÖZ İZLEMEYİ ÖĞRENİYOR
Işık terapisi sonrası yakın mesafede çalışma da eğitimin başlangıç almasında faydalı bir çalışma. Çocuğun yapabildiğinden başlıyoruz. Masa başında büyük nesnelerden faydalanıyoruz, ışıklı masalarda kontrast kullanıyoruz, koca bir topa yönelmeye başlayınca o topu 1 cm çapına kadar düşürüyoruz. eşitlendiriyoruz. Işıklı sesli oyuncaklar kullanıyoruz. Yerdeki küçük sesli oyuncakları bulup almalarını istiyoruz. Bu süreçte göz izlemeyi öğreniyor. Çocuğun yetenekleri gelişimi hangi yönde daha iyiyse oradan yakalayıp ilerliyoruz. 1 yaşında bir çocukla çalışmaya başladığımızda okul çağına geldiğinde önemli aşamalara gelmiş oluruz. Arkadaşları arasında rahatlıkla resim çizebilir, oyun oynayabilir, Braille kullanmadan okuyabilir günlük yaşam becerilerini kazanmış olur. Ayrıca farklı bir gelişimi olduğundan özgüven anlamında problem yaşamaması için okula başlamadan okuma yazmayı da öğretiyoruz.
AİLE VE ÖĞRETMENLE UYUMLU ÇALIŞMA
Aileyi de bu yönde eğitiyoruz. Evde fiziksel düzenlemeler yapıyoruz ve evde de egzersizlerini pratiklerini sürdürmelerini istiyoruz. Yattığı zaman beyne uyaran göndermek için aralıklı yanan ışıklar tavsiye ediyoruz. Bu yöntem bir tedavi değil bütün duyuları harekete geçiren, ailenin ve eğitmenin eğitimini gerektiren kapsamlı ve eğitsel bir rehabilitasyon. Herkesin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirdiğinde hızlı ve yüzde 100 sonuç alabiliyoruz. Haftada 2 saat minimum bu eğitimi almasını öneriyoruz. Biz yol gösteren konumunda olup öğretmene ve aileye rehberlik ediyoruz.
GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024